Fonksiyonel Tıp, kronik hastalıklar için“hastalığa bir isim ver (“tanı”), sonra da buna uyan ICD kodunun karşısındaki ilacı reçeteye yaz” biçiminde özetlenebilecek basite indirgeyici uygulamamıza karşılık, hastalığa değil kaybedilen sağlığa odaklanarak vücudun kendini iyileştirme gücünü hasta ile el ele vererek ayağa kaldırmayı benimseyen bir yaklaşım.“Bu karşımda oturan kişide hangi hastalık olabilir?”sorusuna değil, “Bu kişinin vücut sağlığında neler eksik ya da çalışmıyor olabilir? sorusuna yanıt arayan bir yaklaşım.
2017 yılı başında “Fonksiyonel Tıp” kitabı çıktığında, ülkemizde Fonksiyonel Tıp’ın sözünü bile eden yoktu. Ne tıp çevrelerinde, ne internetteki popüler sağlık sayfa ve tartışmalarında, “Fonksiyonel Tıp” sistematiğinin adı bile geçmezdi. İşin doğrusu Dünya’da da durum -bugün için-çok farklı denemez. Diğer ülkelerde de, ilgili bir küçük azınlığın internet grupları dışında tıp dünyasının içinde olsun dışında olsun, fonksiyonel tıbbın adını duymuş ya da hakkında iki satır okumuş olan birine kendi çevrenizde rast gelmeniz hala hiç kolay değildir.
Geldik 2019 Kasım ayına. Bu inanılmaz kısa süre içinde Türkiye bu konuda Dünya’da parmakla gösterilecek bir ülke durumuna geldi. Fonksiyonel Tıp kitabı ülkemizde bir fenomen oldu. Kelimenin tam manası ile “Edirne’den Kars’a”, ülkenin saygın üniversitelerinde ve tıp kurumlarında değerli akademisyenler ve bilim insanları, doktorlar Fonksiyonel Tıp düşüncesi ile tanıştılar. Araştırmaya değer gördüler. Ufak ufak kendi hayatlarına, hastalarının hayatlarına uygulamaya giriştiler. Birçok ulusal tıp toplantı ve kongresinde Fonksiyonel Tıp’ı anlatma fırsatı buldum. Her branştan yüzlerce değerli hekim bu yaklaşımı derinlemesine anlamak için modüler kurslarımıza katıldı. Yapıp bitirdiğimiz modüller talep üzerine defalarca tekrarlandı. Her branştan yüzlerce hekim ve akademisyen, FTA yani Fonksiyonel Tıp Akademisi’nin gururlu birer üyesi olarak bir sonraki toplantımızı iple çeker oldu.
Bütün bunları, yalnızca 2 yıl önce, ben dahil, kimse hayal bile edemezdi.
2011-2013 yılları kendi ağır hastalığımla mücadele ile geçmişti. 2013 yılında bütünüyle iyileştiğimde kararımı vermiştim. “Bu iş” her nasıl olduysa, bunu derinlemesine öğrenip doktor arkadaşlarımla paylaşmalıydım. İyileşme yolculuğumda çok sayıda online kurs almıştım. Bu esnada bir yandan da göz doktorluğuma, ameliyatlarıma devam ediyordum. Fonksiyonel Tıp’ın alt yapısını az çok kavramıştım. Bununla birlikte, bir şeyin kursunu almak başka, eğitimini vermek ise çok başka bir şeydi. Ne kadar insanüstü bir çalışma içinde olursam olayım, bir yandan klinikte kendi branşımın mesaisini yaparken bir yandan da “online kurslar” alıp “Fonksiyonel Tıp Eğitmeni” diye ortaya çıkamazdım. Ülkede yakmayı planladığım meşale bana çok daha büyük bir sorumluluk yüklüyordu.
Tüm göz doktorluğu kariyerimi, branşımı yani konfor alanımı, her türden birikimimi sıfırlayarak Fonksiyonel Tıp’ın doğduğu yer olan Amerika’da dört ayrı kuruluşun eğitimlerini almak ve toplantılarına katılmak için toplamda 1,5 yıl boyunca eyalet eyalet dolaştım. Buralarda çok değişik bilgiler, yaklaşımlar ve tecrübeler sahibi sayısız kişiyle tanıştım ve tartıştım. Her katıldığım toplantıda, her tanışıp tartıştığım kişide bilgilerim yeniden şekillendi ve gelişti. Ortaya damıtılmış bir sentez çıktı. Fonksiyonel Tıp eğitimi almayı kafasına koyan doktor arkadaşlarla bu sentezi hiç kıskanmadan, kendime zerre ayırmadan paylaşmayı kafama koydum. Amerika’daki toplantılarda Hindistan’dan Şili’ye, Hollanda’dan Kanada’ya tanıştığım meslektaşlarıma Türkiye üzerine projelerimi anlatırdım. Kaşlar hafif kalkar, beni biraz hayalperest bulduklarını nazikçe belli ederlerdi. FTA işte böyle, bir hayal olarak başladı.
Bugün kıvançla görüyorum ki, 2017’de tutuşan Fonksiyonel Tıp kıvılcımı, 2018’de bir meşaleyedönüşmüş durumda. 2019 eğitimlerimizde ülkenin kendi alanlarında söz sahibi akademisyenler ve uzmanları da hem sunumlarıyla eğitimci olarak, hem de panellerde görüş alış verişi ve tartışmalarla modüllerimize katılıyor.
Amacımız 2021 yılından başlayarak FTA’yı Türkiye’de Fonksiyonel Tıp’ın kurucu topluluğu olmanın ötesine taşıyıp Avrupa’da da tanınan ve Fonksiyonel Tıp’a uluslararası planda da katkı veren saygın bir kuruluş durumuna getirmek!
FTA, önümüzdeki üç yıl içinde Avrupa’da Fonksiyonel Tıp’ın lider bir kuruluşu olarak tanınacak. Bu işi de herhangi bir yurt dışı kuruluşun“pazarlama temsilcisi” olarak değil, kendi ülkemizin beyinlerini bir araya getirerek her birlikte yapacağız.
Başarılmış olanlar, FTA olarak hep birlikte başaracaklarımız için bize güven veriyor.
Dr. Mustafa Atasoy
SIK SORULAN SORULAR
Kurslarınız, eğitim modülleriniz neden yavaş ilerliyor? Sizden sonra çıkan bazı gruplar sizdendaha sık aralıklarla kurslar düzenliyorlar ve sizden daha erken mezun verecekler?
Biz, diğer grupların yapmakta olduğu gibi, doktorlara da, hekim dışı sağlık personeline de (hemşire, optisyen, psikolog, fizyoterapist) hatta 2 yıllık sağlık meslek lisesi planında eğitim almış herkese, doktorlar ile tamamen aynı eğitim ve aynı sertifikayı vermekte olan Amerikan IFM’in eğitim slaytlarını aynen, hatta sırasını bile değiştir(e)meden Türkçeye çevirip aramızda paylaşarak seslendirmekten ibaret bir eğitim“hazırlamıyor” ve vermiyoruz.
FTA, kurslarını IFM’de olduğu gibi hekim dışı ekibin de de takip edebileceği düzeyde değil, hekimlerin tıbbi bilgisi düzeyinde ve özellikle klinik uygulama ağırlıklı olarak hazırlıyor. Bunu yapan dünyada ilk Fonksiyonel Tıp eğitim kurumuyuz. Tercüme edilmiş slaytları aramızda paylaşıp seslendirerek eğitim hazırlamış “gibi yapamayız”. Türkiye’de Fonksiyonel Tıp’ın kurucu topluluğu olarak sorumluluğumuz buna olanak vermiyor. Kurs içeriğini özgün olarak ve klinikte uygulanabilecek ipuçlarına odaklı hazırlıyoruz.
Buna ilaveten, kursiyerlerin her aldığı modülü sindirmesi, kendi araştırma ve deneyimleriyle zenginleştirmesi için modüller arasında muhakkak belli bir süre tanımanız gerek. En hızlı biz olalım derdinde değiliz. “Buraya kayıt olursak sertifikayı üç ay önce alıyormuşuz” diyecek olanları değil, beynini ve kalbini bu işe vermiş, yakın geleceği görebilen ekip arkadaşları istiyoruz.
***********************************
IFM EĞİTİMİ” nedir? “IFM Sertifikası” nedir?
Bu sertifikaları kimler ve nasıl alıyor?
FTA ve IFM Eğitimlerinin temel farkı nedir?
“Fonksiyonel Tıp” kitabı ve FTA’nın sıfırdan çabaları sonucunda ülkemizde bu yaklaşım popüler olunca, son dönemde “IFM”, “IFM Sertifikası” sözcüklerini çok sık duyar olduk. Kimi doktorlar “IFM Eğitimi almış” olduklarını sosyal medyada duyurmaya başladılar. Öyle görünüyor ki, eksik bilinen her konuda olduğu gibi bu da, kendi efsanesini ve kendi kolaya kaçan zümresini yaratmaya aday. Ben burada bu konulardan kişisel gözlem ve tecrübelerimi paylaşarak bahsetmek istedim ki, her şey tam olarak netleşsin.
IFM, Amerika’da fonksiyonel tıbba büyük hizmetleri olan değerli insanların kurduğu önemli bir kurum. Aşağıda açıklayacağımız gibi, verdiği eğitim örneğin A4M’e (American Academy of Anti-Aging Medicine) göre oldukça yüzeysel olsa da, seviyesi bir klinisyen için düşük olsa da, fonksiyonel tıp eğitimini “genel çerçevesi çizilmiş, başı ve sonu belirlenmiş belli bir müfredat dahilinde” vermeye ilk başlayan ilk kurum olarak saygıyı hak ediyor. Bununla birlikte, verilen eğitim düzeyi kaçınılmaz olarak yüzeysel. Hekim dışı sağlık ekibinin eğitim seviyesine ayarlı kalarak verdikleri bu eğitimlere “ön lisans eğitimi” düzeyinde dersek, bizim FTA’da vermeye çalıştığımız eğitim içeriği için “üst ihtisas düzeyi” deyimini kullanmak yanlış olmaz.
IFM toplamda 7 modül halinde, yani 7 hafta sonundan oluşan bir eğitim verir. Her modülü yılda bir kez tekrarlar Bu modüllerden biri, tüm modüllerin kuş bakışı birer özeti olan “bu yaklaşımı tanıtım” modülüdür. “IFM eğitimi almış” sayılmanız için bu toplantıların hiçbirine katılmanız gerekmez! Online eğitim alabilirsiniz. Ülkemizde “ Amerika’da IFM Eğitimi almış” olduklarını sosyal medyadan ilan eden istisnasız tüm hekimlerin almış olduğu eğitim de bu şekildedir.
Yaşadıklarımı paylaşayım: Fonksiyonel Tıp için Amerika’da bulunduğum 2015-2016 yıllarında diğer birçok kuruluşun düzenlediği, FT için ihtisas seviyesinde, üst düzey bir dizi seminer ve eğitimin yanında tabii ki IFM’in tüm eğitim modüllerini de Amerika’da yerinde katılarak tamamladım. Bunun yerine evden bilgisayarınıza dosya indirirseniz, toplantıya katılan diğer hekimlerle hiçbir bilgi alışverişinde bulunamazsınız. Bu sektöre hizmet veren profesyonel firmaların temsilcilerinden işin mutfağını öğrenemezsiniz. Eğitmenlerle tartışamazsınız. Neticede bilginiz, size gönderilen standart pdf dosyalarından ibaret kalır. Hepsinden önemlisi, IFM ya da benzeri online eğitimlerde, Covid döneminde FTA’nın online eğitimlerinde çok geniş zaman ayırdığımız, saatlerce süren “soru-cevap” seanslarına rastlayamazsınız!
Şüphesiz ki, maliyetini karşılayabilen herkese IFM eğitimini (de) almasını öneriyorum. Eğitim her zaman yararlıdır, özellikle yerinde alırsanız. Ancak, bu yüksek maliyetli eğitimlere başvurmadan, ya da bu eğitim slaytlarının özetlenmiş tercümelerinden ibaret olan bazı yerel eğitimlere başvurmadan önce bilmeniz gerekenleri anlatalım:
1) IFM, ülkemizde yaratılmış efsanenin aksine,doktorlara özel hazırlanmış bir eğitim programı değildir. IFM’de hekimler ile birlikte tamamen aynı eğitimi ve tamamen aynı sertifikayı iki yıllık ön lisans öğrenimi düzeyinde olanlar da dahil olmak üzere optisyenler, psikologlar, diyetisyenler, fizyoterapistler, hemşireler, akupunk turistler ve podiatristler de alıyor.
Yukarıda sıraladığımız hekim dışı tıbbi meslekler, son derece önemli ve değerli meslekler. Bazıları “FT takımının” ayrılmaz birer parçası. Onlar olmadan olmaz! Ancak, tıp fakültesi formasyonu almamış bu arkadaşların -şahit olduğumuz istisnalar hariç-bir doktora hakkıyla verilecek bir eğitimi, yani tıp fakültesinin üzerine verilen bir yüksek eğitimi takip edebilmelerini ümit etmek mümkün değildir. İşte bu nedenle IFM, eğitim düzeyini mecburen bu hekim dışı personelin tıbbi eğitimi düzeyinde tutar. Bir hekimin tıbbi eğitimi seviyesine çıkaramaz. Bunu yaparsa, diğerleri takip edemez. En sonunda yapılan sınav da, verilen meşhur “IFM sertifikası” da kaçınılmaz olarak bu yüzeysel tıbbi seviyede kalır.
Daha açık söyleyelim: Online kurs alarak, özellikle bu online kurs yeterli ölçüde soru-cevap olanağı tanıyorsa, fonksiyonel tıp öğrenebilirsiniz. Matematik de öğrenebilirsiniz. Ancak online aldığınız kurs ile matematik eğitmeni olamazsınız. “Fonksiyonel tıp eğitmeni” de olamazsınız. Amerika’da 1,5 yılın yaşamayı göze almamın nedeni de aslında budur.
Ülkemizde kolayından “fonksiyonel tıp eğitmeni” olan bir kesimin yaratmak istedikleri efsanenin aksine, “IFM diploması” adındaki belge, bir Alman hemşirenin ya da bir Brezilyalı optisyenin evinde bilgisayardan toplamda 7 hafta sonu kurs görerek sahip olabildiği bir eğitim ve sertifikadır. “Eğitim iyidir”. Tüm doktor arkadaşlara öneririm. Ancak, bu eğitimle yetinirseniz hasta karşısında yeterli olmayacağını bilmenizi isterim.
“Samsun’dan Fonksiyonel Tıp doktoru tavsiye edebilir misiniz?” “İzmir’de bu bakış açısına sahip hangi doktor var?” “Bursa’da FTA Eğitimi almış doktor ismi verir misiniz?”
Bu sorular bize giderek daha sık yöneltiliyor. FTA kursları henüz tamamlanmadı. Toplamda 5 modülün (5 kursun) 4 tanesi tamamlanmış durumda. Tüm modülleri tamamlamış olarak 20 Aralık 2020 tarihinde yapmayı planladığımız sınavda başarı gösteren doktor arkadaşlar “FTA Başarı Belgesi” alacaklar. Bu sınav 6 ayda bir tekrarlanacak ve böylelikle başarı belgesi sahipleri arasına yeni doktor arkadaşlar katılacak. Bu hekimler web sitemizin ana sayfasında ön planda ve sosyal medya paylaşımlarımızda sürekli olarak ilanda tutulacak ve hastalar tarafından Türkiye haritası üzerinde kolayca bulunup ulaşılabilir olacaklar.
“Antalya’da FTA’dan eğitim almış nörolog var mı?” “Eskişehir’de sizin yaklaşımınızı benimsemiş kadın doğumcu tanıyor musunuz?
2021 Ocak ayında web sitemiz ve sosyal medyada ilan edilecek listede, harita üzerine tıklayarak Fonksiyonel Tıp Akademisi (FTA) Mezunu doktorlar hakkında, varsa uzmanlık dalları dahil tüm bilgiye ulaşılabilecek. Ancak yaygın bir yanlış değerlendirmeyi düzeltmek gerekiyor: Fonksiyonel Tıp, uzmanlık dallarına ilişkin bir yaklaşım değildir. Branşlara kuş bakışı bakan ve aralarındaki kopuk ilişkiyi yeniden tesis eden bir yaklaşımdır. Fonksiyonel Tıp ve FTA’nın ortaya çıkış nedeni de zaten ülkedeki uzman doktor eksiği değildir!
Uzmanlık dalları daima var olmaya devam edecektir çünkü onlara ihtiyacımız var. Aynen FTA doktorlarına ihtiyacımız olduğu gibi. İyi bir FTA doktorunun branşı önem taşımaz. Kendisinden beklenen şey, bugün için her yerde erişebileceğiniz branş uzmanlıkları değil, sizi bütüncül ve bireysel bir yaklaşımla değerlendirmesidir.